Şatodaki Kötülük

Codan ewinden çıkmak biraz doğayla iç içe girmek istedi.Ewden hazırlıklı çıkmış.Ormanın yolunu tutmuştu.Ormana girdi.Doğanın çeşitli kaynaklarını yiyeceğinden tutup içeceğine kadar yararlandı yolda giderken.Ormanın derinliklerine kadar gitmişti.Az sonra ilerledi.İlerde boşluk görmüştü.Yürüdü ve boşluğun yanına geldi.Uçurumdu ormanın diğer tarafına geçmeyi bu uçurum engelliyordu.Çewresine bakındı.O sırada gözüne sağ tarafına doğru bakındı.En azından 300 ml. uzaklıkta taştan bir köprü gözüne ilşti.Karşıya ge.ecek tek yol orası görünüyordu.O kayadan yapılmış köprüye doğru yol aldı.

Misafir

Karanlık ve görkemli bir şato Lucy'nin tam karşısında kendini gösteriyordu. Ahşap kapaısının önünde Lucy şatonun kaç yıllık olabileceğini düşünüyordu. Sağ elini kaldırarak kapıya hafifçe ittirdi. Kapıdan içeriye turuncu-kızıl karışımı güneş ışıkları giriyordu. Havada uçuşan tozlar artık eskisinden daha net görünüyordu. Kapının açılmış olan daracık kısmından içeriye birkaç adım attı ve etrafı gözüyle inceledi. Pencerelere perde oaln tozlar, bu şatonun tarihe dayalı olduğunu gösteriyor gibiydi. Dönerek üst kata çıkan merdiven artık eskisi gibi yeşil değildi. Resmen gri olmuştu.. Merdivene doğru yöneldi ve merdivenin dışarıyı gören camın tozlarının bir kısmını eliyle sirkeledi. Havada uçuyor gibiydi.. Önü kilometrelerce yokuştan oluşuyor gibiydi..

Codan köprüye gelmişti.Köprüden karşıya bakındı.Gözlerine inanamadı.Gördüğü yehbare surla kaplı bir şatoydu.Köprüde bazı kırık çatlaklar vardı.Sanki burası terk edilmişti.Merakını yenemedi içerde ne olduğunu bilmiyordu.Köprüye yürüdü ve karşıya dikkatlice geçti.Ardından kalenin korumakla amaçlı olan surlara bakındı.Önünde koskocaman bir kapı vardı.KApıya bakındı kapı kapalıydı.Kapıya yanaşarak ileri itmek istedi.Kapı büyüktü ve kalın çelikten yapılmıştı.Kapıyı iten codanın gücü kapıyı sadece titretiyordu.Kapınında eskilerden kalması ve birazda paslanması kapının biraz ses çıkarmasına neden oluyordu.Codan dayanamadı.Yan tarafındaki suru iyice inceledi.Surun üzerinde kırık çıkık çatlar görünce tırmanıp girmeyi düşündü.Tırmanmaya başladı.Surun tepesine sağ elini uzatarak sol elinide sağlama almak amaçlı uzattı ve kendisini yukarı çekti.Surun tepesine çıktıktan sonra surun ötesindeki alanı gözleriyle inceledi.Koskoca şato göze çarpıyor ve bir o kadarda sessizlik insanı rahatsız ediyordu.Codan surdan aşağı atladı ve yere yavaşça iniş yaptı ardından şatonun giriş kapısına doğru yürüdü.Kapıyı açıp içeri girdi.İçerisi çok tozlu eskimiş ve bir okadarda rutubetle kaplıydı.

Misafir

Lucy açılan kapıyla birlikte birden endişeyle arkasını döndü ve merdivenin tozlu değneklerine tutundu. Çocuk etrafa bakarken merdivenden iki basamak yukarıya çıktı. Merdivenin eskiliğinden olsagerek gıcırdayarak Lucy'yi sinir etti. Dudağını yakalanmışcasına büzdü ve çocuğa baktıktan sonra tiz bir sesle;

"Meraba" dedi. Öksürdükten sonra sesinin düzeldiğini umarak tekrardan 'Meraba' dedi ve elinin tozlarla kaplı olduğunun farkına vararak, elini havada sirkelemeye başladı..

Codan kafasını kaldırarak karşısındakikıza bakındı.Tozların içinden Merhaba.Burayı sendemi benim gibi görüp geldin?
diye sordu.Ardından sakince tozları umursamadan temiz bir yere geçerek konuşmaya nedersin? diye söylendi.Eliyle yukarıya doğru dönerek uzanan merdivenleri göstererek bu tozdan kurtulalım diyerek gülümsedi.

Misafir

Lucy çocuğu dinledikten sonra alaycı bir ifade takınarak gevşedi. Çocuğun gösterdiği yerin şuanda bulunduğu yer olduğunu anımsadıktan sonra çocuğa bakarak;

"Temizlik mi yapmak istiyorsun?" Dedi ve gözlerini istemeyerek baydı..

Codan kızın söylediklerine gülerek Temizlik yapmak istersen buraları temizlerim ama toz sağlığa zararlı olduğu için burada daha fazla durulmaz dedi.Ardından kıza doğru yürüdü veBenim adım codan dedi.

Misafir

Lucy birden çocuk tozların arasından kendisine doğru gelince korkar gibi oldu. Zaten onu tanımadığı için tedirgindide.. Birden çocuk kendini tanıtınca Lucy kendi kendine kıkırdadı ve pembe saçlarını kulağının arkasına götürecekti. Boş bulunmuştu ki herhalde böyle bir hareket yapıcaktı. Hemen kendini toparladı. Diğerleri gibi bir kulağa sahip değildi.

"Memnun oldum.. Lucy Nyuu - Nyuu soyadım değil, herikisinide söyleyebilirsiniz, Bay ee.."

Çocuğun ismini birden unutuvermişti. Gözlerini fırıldak gibi çevirerek,

"Sanırım burada temizlik eşyaları yok" Dedi ve gülmemek için dudaklarını ısırmaya başladı..

Out. Ben acılar çocuğuyum Laughing

Mesaj Sayısı : 395 Kayıt tarihi : 25/01/07

Yoh Codan arkadan takip etmişti.Ve aynı yoldan onda geldi.Codan la bir kız gördü.Yanlarına gitti ve kıza döndü(aslında kankim:))ve ona dönerek:
-Nooldu.Sohbet nasıl?
dedi ve güldü

Codan Yohu görünce şaşırdı.
-Selam Yoh sendemi gezmek için geldin
diyerek gülümsedi.Ardından codan
-Bence yukarı çıkalım yoksa burada tozdan konuşamayacak hale geleceğiz.
diyerek gülümsedi ve yukarıya dorru dönen merdiveni gösterdi.Ardından üçüde birlikte şatonun tepesine kadar merdivenle çıktılar.Zirveye geldiklerinde sesler duyulmaya başladı.Sanki bu sesler birisinin acı içinde bağırdığı korkutucu acı sesleriydi.Yoh ve diğerleri bundan hoşlanmamıştı.Codan
-Bence bu sesin nereden geldiğine bakmalıyız buraya merakımızı yenmek için geldiysek bundan sonrasınıda birlikte hareket ederek dikkatlice hareket etmeliyiz.Burada daha önce görmediğim korkunç bir kötülüğü hissediyorum.
diyerek söylendi.